NELER YAZDIK?

Asr-ı Saadet İkliminde Genç Olmak

Paylaşmak İsterseniz.

Asr-ı Saadet Nedir?

Asr-ı saadet, Peygamber Efendimiz (sav)’in Kuran ile yoğurduğu, yetiştirdiği, Kuran’ın “Allah onlardan, onlarda Allah’tan razı” (Tevbe, 9/100) tanımlaması yaptığı, üsve-i hasene (en güzel örnek) olan Peygamberimiz (sav)’in en güzel örnekleri olan -sahabe- dediğimiz neslin yaşadığı zaman dilimidir. Toplum olarak bizler için örnek teşkil eden bu zaman dilimini, yazımızda biz gençler için nasıl bir rol model olduğunu asr-ı saadetin gençlerinden örnekler vererek anlamaya çalışacağız.

İşte Asr-ı Saadet İkliminde Genç Olmak

Asr-ı saadet ikliminde  genç  olmak zengin bir ailenin çocuğu iken, Mekke’de en lüks, güzel kıyafetleri giyerken Mekke’nin en güzel kokularını sürerken, son derece müreffeh bir hayat yaşarken bütün bu güzellikleri elinin tersiyle itip ailesinin şiddetini, yerinden yurdundan edilmeyi göze alan o güne kadarki duruşu ile adeta “Gözümde ne dünya sevgisi ne gelecek kaygısı ne mahrum bırakıldıklarım ne de elimden alınanlar var, Tek derdim DAVAM” diyen 18 yaşındaki Musab bin Umeyr olmaktır.

Asr-ı saadet ikliminde genç olmak Hz. Peygamber (sav) in risalet davasını omuzlayacak yiğitlerin yetiştirilmesi için nebevi bir medrese kurmak istediği fakat bu medresenin nerede olacağı konusunda çıkmaza vardığı, “bittim” dediği noktada, herkesin İslam’ı boğmak için türlü hileler ve eziyetler yaptığı zamanda “Evim evindir” deyip Peygamberimiz (sav)’in yarasına merhem olan 17 yaşındaki Erkam bin Ebi’l Erkam olmaktır.

Müslümanlar hicret etmek durumunda kalıp Habeşistan’a gittiğinde Habeşistan kralı Necaşi’nin önünde büyük bir cesaret ve ehliyetle müslümanları Amr bin As’a savunan 21 yaşındaki Cafer-i Tayyar olmak demektir asr-ı saadet ikliminde genç olmak.

Ölüm sehpasında kendisine “Bu darağacında benim yerime Muhammet olsun de seni bırakalım“ teklifinde bulunan Ebu Süfyan’a karşı “Vallahi değil burada Muhammet’in olması onun ayağına diken batmasına bile razı olmam” diyerek bizlere Efendimiz (sav)’i sahabice nasıl sevildiğini öğreten Hubeyb bin Adiy olmaktır.

18 yaşında Ömerleri, Ebubekirleri, Osmanları, Alileri barındıran bir orduya komutan olan Üsame bin Zeyd olmaktır. Peygamberimize henüz 10 yaşında iman eden Ali olmaktır. Nice ümitlerle gidilen Taif’te Hz. Peygamber (sav) ’i  taşlıyanlara karşı kendini siper eden Zeyd bin Harise olmaktır. Hicret esnasında Hz. Peygamber için istihbarat görevi yürüten Hz Ebu Bekir’in kızı Esma olmaktır.

Asr-ı Saadet ikliminde genç olmak çile çekmek, fedakarlık yapmak, sorumluluk almak, adeta fikir işçisi olmaktır.

İsmini saydığımız sayamadığımız bu 6. Asrın, asr-ı saadetin gençlerinin, biz 21. Asır gençlerine rol model olması temennisi ile…